Sindef’in “Sinoplu fakültesini kendi yapıyor” etkinliği izlenimlerim..

Evet, İstanbul Bağcılar Olimpik Stadyumunda yapılan amacı güzel bu etkinliğimize katıldım. Benim gibi bayağı Sinoplu katıldı. Sinop dışında yaşayan Sinoplular memleketlerine ne kadar vefalı olduklarını bir kez daha gösterdiler. Etkinlik hakkındaki görüşlerim:

  1. Etkinliğin amacı güzel, kendi üniversitemizin temellerini kendimiz atıyoruz. Siyasiler olmadan da Sinoplular iş başarabilirler.
  2. Stadyuma girişte Sinoplulara yapılan muameleler ve organizasyon çok kötüydü. Dışarda bilet satanlar, bileti olmayan giremez, biletsizler dışarı çıksın, lütfen sırayla girelim şeklinde fatura veya maaş kuyruğunda yaşanan sıkıntılar eğlence başlangıcında kendini gösterdi. Eğlenmeye gittiğiniz bir yere bu gibi sıkıntıları aşarak girmeniz bütün bir eğlence boyu Sinopluları etkilemiş olmalıki sanatçıların şarkılarına katılım, Uğur Arslan’ın okuduğu şiirlere verilmeyen olumlu tepkiler, Oğuz Yılmaz’ın eğlendirmeye yönelik girişimlerine verilmeyen cevaplar.. Anlaşılan Sinoplular pek eğlenemedi.
  3. Gecede kanımca haddinden fazla siyasetçi vardı. Siyasetçilerin aldığı kararlar neticesinde Sinop ilimize üniversite yapılmıyor. Onlar olmadan Üniversite yapmaya karar veriyorsunuz ve adımlarınızı atıyorsunuz ve yine her zaman ki gibi nerde kalabalık orada siyasetçiler ve vaatler..
  4. Etkinlik Halk oyunlarımız ile başladı. Ardından Sindef başkanı Ramazan Ulu açılış konuşmasını yaptı. Sayın ulu sırayla bütün protokolü saydıktan sonra Sinopluların sıkıntılarını dile getirmekten bahsetti ama Sinop’a yapılması düşünülen Nükleer santral konusunda herhangi bir görüş beyan etmedi. Sinop’a neden üniversite yapılmıyor? sorusunu sormadı. Sinop’a neden sanayi yatırımı yapımıyor sorusunu sormadı. (Ramazan Ulu’nun konuşmaları hemşehrilerimce alkışlandı.)
  5. Daha sonra AKP Sinop Milletvekili Cahit Can konuştu. Sn. Cahit Can’ın Sinop’a üniversite yapılmayışının sebeplerini anlattı ancak neden nükleer santral yapılmak istendiğinden bahsetmedi. Sinop’a üniversite yapılmayışının sebebi:
    • Öğrenci sayımız azmış,
    • Yurt sayımız azmış

    olarak beyan edildi. Ancak Can savını rakamlarla desteklemedi.
    Sinop’un nükleer santral yapılması uygun görülen şehirlerden biri olmasının gerekçelerinden bahsedilmedi. Bu konuda Cahit Can’a herhangi bir soru yönlendirilmedi. Cahit Can’ın konuşmaları Sinoplular tarafından alkışlandı.

  6. Daha sonra Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan konuşma yaptı. Başbakanımız gündemdeki konulara değindi. PKK’ya taviz verilmeyeceğinden bahsetti. Bu konudaki açıklamalar seyirciler tarafından desteklendi ve terör örgütleri aleyhine tezahüratlar yapıldı. Günün anlam ve önemine yönelik sözler sarfedildi. Her ilde üniversite olmasının temennileri yapıldı. Milli gelirimizin yükselmesinden bahsedildi. Ve Sayın Başbakanımız konuşma sonlarına doğru Sinop’a nükleer santral yapılması fikirlerinden bahsetti. Ve ne hikmettirki diğer sözleri gibi nükleer santral sözü de alkışlandı. Bu alkışlardan Sindef’in veya İstanbul’daki Sinopluların Sinop’ta nükleer santrale karşı çıkmadığı ve kabul ettikleri sonucunu çıkardım. Yazacak bir şey bulamıyorum.. Terör örgütleri konusunda verdikleri tepkiyi nükleer santral konusunda vermediler. Nasıl ki terör kadar can alan Trafik için herkes vurdumduymaz bir o kadar tehlikeli olan nükleer enerji üretimi içinde vurdumduymazlar.. Tek diyebileceğim Nükleer santral isteyenler “neden nükleer santral manzaralı yerlere taşınmıyorlar oralarının yakınlarından ev almıyorlar oralarda yetişen bitkilerden ,sebzelerden, meyvelerden beslenmiyorlar… Radyasyondan süpürgeyle kurtulmaya çalışan devlet görevlilerin bulunduğu bir ülkede nükleer santralin yol açabileceği felaketin sonuçlarını kimse engelleyemez. Nükleer santral milyonda bir dahi olsa riskli bir enerji üretim yöntemidir. Ve oluşabilecek hataların hesabını gelecek nesillere hiç kimse veremez.
  7. Sinoplu kendi fakültesini kendi yapıyor etkinliğinde Siyad’dan işaret göremedim. Sivil toplum örgütlerimiz birlik olamıyorlarsa Sinopluların birliğini hiçbir şekilde sağlayamazlar.
  8. Sivil toplum örgütü insanların toplu haykırışıdır. Sinoplular arasında Sinop’ta nükleer santral istemeyenler şüphesiz ki var. Ve ben Sindef’in bu insanları temsil etme yeteneğini gösteremediğini gördüm. Ne yani Sinoplular binlerde dernek veya sivil toplum örgütü mü kurmalılar? Küçükçekmece Sinoplular Derneği Sinop’ta Nükleer Santrale hayır diyor ancak sesini en çok duyurabileceği bir ortamda Başbakanımızın bulunduğu bir ortamda Sinop’ta nükleer santral istenmediğini söylemiyorlar. Anlamıyorum bu sivil toplum örgütlerinin görevi ve amacı nedir?
  9. Katılan sanatçılara gelince.. Uğur Arslan ve Oğuz Yılmaz gördüğüm kadarıyla playback yaptılar. Uğur Arslan’ın söylediği Çanakkale Şehitlerine şiiri gereken ilgiyi çekmedi. Oğuz Yılmaz’ın söylediği canlı parçalar Sinopluları yerinden bile kımıldatamadı.

Ben bu kadar dayanabildim. 12’ye kadar süren etkinlikten saat 21:30 ‘da ayrıldım.. Bilmiyorum etkinliğin amacı ve sanatçılar dışında pek olumlu bir tarafını göremedim.. Belki siz görmüşsünüzdür.

Yayınlayan

Savaş Yaşar

Orta yaşlı, memur çocuğu, artık çok şükür ki evli ve çocuklu, sadelik tutkunu bir Anadolu insanı.

“Sindef’in “Sinoplu fakültesini kendi yapıyor” etkinliği izlenimlerim..” üzerine 9 yorum

  1. selam öncelikle.

    ne kadar sıkıcı da olsa böyle bir etkinliğe katılamadığım için şimdi gerçekten üzüldüm. herneyse gelelim söylemek istediklerime:

    organize büyük, sanırım destekte büyüktü. avrupa’da bir çok sinoplular derneği var. bunların websiteleri falan da var. bir çok kez tartışmaya girdim oralarda (dikkat edilmesini istediğim bi husus var: girdiğim her tartışmada, kimliğim her daim terbiyem kadar açık bir şekildedir. herkesten de bunu beklerim. bu ayrı bi konu).

    bunlar avrupa’da ayda bir gece düzenliyorlar. amaç sinopluları köylülerini vs. bir araya getirmek. iyi hoş. ama ilimizin ilçelerimizin o kadar çok şeye ihtiyacı var ki sanatçıya ve bu organizasyonlara harcadıkları parayla ben sinopa işler yapılmasından yanayım. yapılmıyor mu? yapılıyor ama o kadar çok dernek var ki yapılan işlerin yanında dev gibi kalıyorlar. yani siyasetçilerin vaat veripte yaptıkları işler kadar.

    bir de hala köylerine çeşme yaptıran avrupada ki köy dernekleri var. suyunuz mu yok yaa!!! o kadar eğlence o kadar paralar saçılıyor. bu paralar ortalıkta yok demiyorum ama lüzumsuz işlere harcanıyor. yine bu dernekler köylerine yol yaptırıyorlar mesela. yol yapmakta yaptırmakta derneklerin işi değildir. karayollarının işidir. ve bir dernek olarak siyasi insanların üzerlerinde bu etkiyi hissetirmekten aciz bi milletiz. yolun yoksa dernekten iki temsilci gönderirsin ankara’ya, senin millet vekilinin kapısına vurarlar. yine mi olmadı. çıkarsın bu sefer bi muhalifet vekilin yanına o adamı rezil ettirirsin. ve afedersin öpe öpe yaparlar.

    fakat yanlış anlaşılmasın ki bu anlattığınız organizasyonun organizatör dernekleri de böyle. tam aksi; konser için para talep edilmesi, başbakanın (konuşması işe yaramasada) davet edilmesi bu organizasyoncuların iş yapacağına delalettir. keşke iki bilet parası da benden nasip olsa idi.

    üniversite olayı: asider tarafından başlatılıp, yine bu avrupa derneği tarafından bitirilemeyen bi hazine diye tarif edeyim önce. ama tabi bitirmek değil, başlamak önemli. zaten benim asiderden aldığım bir proje bilgisine göre derneklerce bu üniversitenin kabaca inşaatı bitirilecek ve geri kalanı valilik öncülüğünde açılışa hazır hale getirilecek, daha sonra milletvekillerimizce bürokratik işlemler tamamlanıp bir müddet 19mayıs üniversitesine bağlı kalıp, daha sonra bağımsız bir üniversite olarak hayata geçirilecekti.

    ancak başladıktan sonra vali gitti, milletvekillerimiz değişti, yeni bi parti kuruldu da başımıza hükümet bile kurdular. ancak çok üzülerek söylüyorum ki bir sinoplu olarak hükümetimize bağlı milletvekillerimizin durumları çok vahim. gerçekten bence vatandaş ne yaparsa yapsın vekillerimizin bu işi başarabileceklerine inanmıyorum. belki cahit can mecliste kürsüyü biraz yumruklarsa ses getirebilir. zaten sinop için çalışan da bi o var. arkasında da sağlam bir parti yada destekçi bir hükümet olsa idi kimse tutamazdı bu vekili.

    gelelim nükleer santral olayına: bugün http://www.itusozluk.com adresinde bir yazım vardı; hemen copy/paste edeyim buraya:

    türkiyenin ilk nükleer santrali:

    26 nisan 1986 tarihinde ukrayna’da bir nükleer santralde çıkan patlama sonucu (bkz: çernobil faciası), ülkemiz de en çok etkilenen bölge olan karadeniz’den ta orta anadolu’ya kadar, insanlarımız hala daha kanser tehlikesi ile hayatlarına devam etmektedir.

    bir denizi aşıp gelen bu tehlikenin sadece ülkemizde (sinop) olması değil, komşuda yada daha da ötede olması, ülkemizde olmasından daha fazla birşey etkilememektedir. bu tehlike tüm dünya için tehlikedir.

    bir nükleer santrali hakkari’ye de kursalar, izmir’e de kursalar, iran’a da kursalar sinop vs. yine bir çok güzel beldelerimiz maalesef zehirlenecektir.
    (dwlf, 13.04.2006 16:34)

    bunu da böyle açıklamış olayım. habir de not ekleyeyeyim: nükleer santral konusunda siyad, sindef vs gibi sinop adına lafı geçen kurumlara gerek güler yüzlülükle, gerekse başka bişekilde susturulduğunu düşünüyorum. yoksa bu şekilde sessiz kalacaklarına inanmak istemiyorum.

    şimdi bi özet olarak kapanış konuşması yapayım: ne olursa olsun hiçkimse siyasetten, siyasiden medet ummamalı. ne yapacaksan yine kendin yapmalısın. ama bir organizasyon yapıyorsan, dernekçilikle hareket ediyorsan, sende siyasetçi gibi olmamalısın. bağımsız olmalı dediğini yapmalısın. yoksa dernekçilikte hikaye.

    saygılar efem
    özhan bozkurt

  2. fikirlerinize katılıyorum.. ama birey olarak sesimizi topluca duyurabileceğimizden daha çok duyuramayız. Dernek veya başka bir sivil toplum örgütü olarak topluca hareketi, işbirliğini, toplu tepkiyi öğrenmemiz gerekiyor. Fransa’daki öğrenci hareketi gibi.. Sesimizi yeterince duyurabilirsek bizim istemediğimiz hiçbir şeyi yapamazlar. Tamam istediklerimizi yapmıyorlar, o zaman istemediklerimizi de yapmasınlar..

  3. DEĞERLİ KARDEŞİM
    HAY AĞZINA SAĞLIK ORADA SİNOPLU SANATÇILARA HİÇ YER VERİLMEDİ OYSA 45 MİLYAR YABANCI SANATÇILARA PARA VERİLDİ İSTANBULDA ASLAN GİBİ 8 TANE SANATÇIMIZ VAR ONLARDA BU İŞİN ALTINDAN KALKARDI SÖZDE SİNOPÇULUK OYNUYORLAR AMAÇLARI SİYASET SİNOPLUYA SİNOPA SAHİP ÇIKMAK DEĞİL TEŞEKKÜR EDİYORUM

  4. {57} Sinop , yoksa anlamayan var mı ?
    Sindef ‘in toplantısına bende katıldım.Yorumcumuzun birinin dile getirdiği gibi girişte hemşerilerimize hoş güler yüz ve misafirperverlik adına sıkıcı bir karşılamaydı.Ama ben onu siyasetçilerin çok oluşuna bağlıyorum,güvenlik için.Aslında biz Sinopluyuz oraya gelen herkes bizim misafirimizdir.Biz misafirimizi severiz.Yine de dernek yöneticilerine bu dosthane birlikteliği hazırladıkları için teşekkür ediyorum.
    Nükler santral mı dedin ?
    yooookk yoooookkkk

    Benden bir şiir…

    SİNOP FANATİĞİ
    Gitme Sinop yoluna
    Giden dağları aşıyor
    Deniz duman olmuş
    Vadilere taşıyor

    Sinopa gideceğim
    Denize girceğim
    Deniz mavi kıyı yeşil
    Seni de götürceğim

    Mapushane yapmışlar
    Tersane kalesini
    Yunuslar yüzer gider
    Tutmuşlar nefesini
    Gel beraber gezelim
    Efsane müzesini

    Sinop’a gideceğim
    Denize girceğim
    Deniz mavi kıyı yeşi
    Senide götürceğim…

    ACIKLAMA: ”ALINTI DEĞİLDİR.SAYGILARIMLA TUM HEMŞERILERIMIZE”
    GERZE BOLALI KÖYLÜ-KAZIM AYDIN

    Sinoplu hemşerilerimizin yorumlarınızı bekler msn adresimi belirtirim
    kazim_aydin_57@hotmail.com

  5. Sinopluyum diyen herkesgüzel olanı sever sevinir türküde olduğu gibi bize sinoplu derler bizgüzeli severiz. gerzemize taşkınlar gemi sanayi tarafından tersane kuruluyormuş yaykıl mevkii çakır oğlu mah .sine emek veren herkese gerzeli olarak sonsuz teşekkür ederim umarım çevre temizliğine duyarlı olurlar gerzeli hemşerilerim böyle yatırımlara sahip çıkar bizim gibi gurbete gitmek zorunda kalmazlar çünki memleketin yarımı gurbetin tamamından iyidir benim görüşüm şairin dediği gibi memleketim olsun çamurdan olsun ve buna dikkat ederim.

    Böyle tesislere evet . Nükleer kirlenmeye hayır.
    Sinoplu yorumunu yap kötüye haykır.
    Çünkü , bir bozulursa Sİnop bölgesi
    hiç bir yer olamaz gölgesi…

    Gerze Bolalı köyü merkez ‘den
    Kahya’nın Hasaın oğlu Kazım AYDIN
    Saygılarımızla , büyüklerimize başarılar.

  6. Sinop lu nükleere “hayır” diyecektir.
    Çünkü kanserin acısını çernobil faciası ile en fazla Karadenizli yaşamıştır.Biz SİNOP un büyüklerimizin şimdi ki söylediği gibi Nükleer ile değil M.Ö 7.yüzyıldan bu yana tarihi ile limanları ile ve Nuh tufanı ile bağlantılı tüm dinlerde aynı sular önce Marmara gölü çevresinde halkları yutmus kaçabilenler yükseklere kaçmış.Karadeniz çevresindekiler Romanya üzerinden Orta avrupaya kaçmış.Kafkaslardan Rusya İran Ve Anadolu üzerinden Ortadoğuya kaçtılar.Gittikleri her yerde tufanı anlattlar.Onlarda anlatmasa da gözlerine bakanlar tufan değşetini görüyorlardı.Bu anlatımlar işte o çok iyi bildiğiniz Nuh tufanı efsanesini yarattı.
    Bu efsane tüm dünya kültürlerinde aynı olaylar dizisi ile anlatılır.Tüm dünya kültürlerinin ortak tek efsanesidir.Neden ? Çünkü gerçek..Tevrat’ta ,İncil’de ve Kur’an-ı Kerim ‘de var.Hemde harfi harfine birbirin aynı.
    DİN KİTAPLARI BUNU SÖYLÜYOR
    Tek Tanrılı dinlerden önce de var Gılgamış destanın da var.Asyalı bilinen en eski kavimi Andamaların dininde var.Sunnilerde var.Hatta uzak asyadaki Laus ta var.Çin mitolojisinde var.
    BU BİR RASTLANTIMI ?
    Amerikalı saygın yer bilimciler Walter Priman ve William Ryan kendilerinden önceki binlerce bilim adamı gibi bu efsanenin peşine düştü.Kolimbaya üniv.jeofizik uzamanı 2 bilim adamı binlerce belge inceledi.Tufan olsa olsa olacagı yer ön asya yani Anadolu ve çevrsi Orta doğu ve Kafsaklar etekleri idi.Bölgeyi taradılar HAzar ı çizdilr.Lut gölünü çizdiler,Rus arastırma gemileri ile inceleme yaptılar.8000 yıl önce Karadenizin düzeyinin 150-200 metre aşagıda oldugunu anladılar.Karadenizde tabandan yüzeye 150-200 m mesafede su oksijensiz ağır burada yasam yok.Denizden dibinden alınan 8000 yıl önce kıyığının 200 m kadar asagıda oldugunu kanıtladı.Pitman ve Ryan Amerikaya döndüler.
    “Noah’s Flood”(Nuh un Tufanı) adlı kitabı yazdılar.Doktor robert Ballar da aldı,bu kitabı ve okudr.Ballart kim derseniz Amerikalı,İnstitue for Exploraration keişf enstitiüsü kurucusu derin deniz ankolojisi konusunda uzman.Tinatik in enkazını bulan bilim adamı.Alman savas gemisi,Amerikan ucak gemisi Yorktowun enkazını da o buldu.
    Ballard Pirman ve Ryan ın kitabını okuduktan sora araştırma gemisini NORTHERN HORIZON un rotasını Karadeniz ‘ e cevirdi.
    Boğaz girişinden itibaren araştırmalarına basladı SİNOP’a KADAR GİTTİ..
    Orda Pirman ve Ryan teorisini doğrulayacak kanıtları SİNOP ta buldu.
    DENİZDE KÜTÜK EVLER
    O kanıtla 25 km acıkta Karadenizin 170 m dibinde yatıyordu.Bu kitabın basında ki saz camur ve odunlarla yapılmış bir klübe.
    İnsan elinden cıkma blok kerpişler vardı.Karadeniz altında ki oksijensiz su bu yapıyı ve malzemeleri hç bozulmadan konserve gibi korumus.Ballard milyonlarca kare görüntü aldı.Adına çalıştıgı National Geoographic ‘e ulaştırdı.bu heyecan verici buldu tüm dünya basınına yansıdı,Türk basınını da ..ama herkes tufanı değil Nuh un gemisi ile vurgu yaptı.Bazı gazateler tv.ler Nuh un gemisi Karademizde mi diye sordu…
    Ama atladıkları birşey vardı.Ballard Nuh un gemisini bulmamıştı,Ballard insanlık tarihinde bir dönemi kapatıp yeni bir dönem acan ölümcül tufanının burada oldugunu kanıtlamıştı.
    VE BURASI SİNOP..
    TUFAN DA EGE DENİZİ 50 M FAZLA YUKSELİYOR.ÇANAKKALEYİ YARIP MARAMARA DOLUYOR .
    BOĞAZİÇİNİ YARIP DEV BİR ŞEKLDE KARADENİZİN KIYILARINI YUTARAK KARADENİZİMİZ İSE DENİZ İSMİNİ ONDAN SONRA ALIYOR.
    Hal böyleyken bu kadar tarih olan bir yer ünlü filizof Diojen,
    Yunan tanrıçası Sinope,
    tanrıların tanısı Zeus
    hepsi Sinop ekseninde bir tarihi vardır.
    Sinop bu şekilde anılması gerekirken büyüklerimiz neden anlamazlar.Böyle bir yeri Helak etmeyi..
    Güzelim denizi Nükleer santral var desen kim girer onun suyuna, uzanır kırmızı kumuna..

    Kazım aydın tarafından bu bilgiler hemşrilerimize bilgi amaçlı duyurulur.
    Gerze- Bolalı köylü- Kahyanın Hasanın oğlu Kazım AYDIN

  7. NÜKLEERİN İNSANA VE ÇEVREYE ETKİLERİ
    KAZIM AYDIN DÜŞÜNCELERİ

    Dünyada Küresel ısınma ile ülkemizin turizm açısından en uygun bölge Karadeniz..Karadeniz de tatil yapılacak yaz aylarında yegane il Sinop’tur.

    Bozulmamış doğal yapısı ile ve M.Ö. 7.yy.dan bu yana olan tarihi ile ama bu birilerinin hoşuna gitmedi.Bu doğal yapııyı bozmak istediler.Tarih bunu yargılayacaktır.

    Saygılarımla,

    msn : kazim_aydin_57@hotmail.com Bolalı köylü

    Sinop Fanatiği

    NÜKLEERDE NEDEN SİNOP SEÇİLDİ

    Atom enerjisi kurumu başkanı Okay çakıroğlu yer seçiminde 43 kritere bakılarak Sinop’a karar verildiğini belirtmektedir. Bu kriterlere ilave edilecek 44. Kriter de Sinop’un sessizliği ve sahipsizliğidir. hatta bu birinci kriter olarak düşünülebilir.

    Sinop bugüne kadar hiçbir iktidar döneminde gereken desteği ve hizmeti alamamıştır. Hizmet noktasında Cumhuriyet dönemi hükümetlerinin tamamından alacaklıdır. Maalesef yılların ihmalkârlığı ve unutulmuşluğunun üzerine, ilave olarak nükleer belası da Sinop’un sırtına yüklenmek istenmektedir.

    Hal bu ki yıllardır tamamlanmayı bekleyen, her seçim döneminde tamamlanacağı sözü verilen, seçim bittikten sonra unutulan, Boyabat Barajı tamamlandığında, hem bölge hem de ülke büyük bir enerji kaynağına sahip olacaktır.

    Küresel ısınma ile birlikte turizm faaliyetlerinin Karadeniz’e yöneleceği, ancak nükleer endişesi ile Sinop’un bu yatırımlardan alabileceği payın da en asgariye düşeceği bilinen bir gerçektir.

    Öyle ki, nükleer konusundaki gerçekler ortadayken, taraf olmak ve karşı durmak arasındaki fark siyasi tercihlere göre şekillenir olmuştur.

    İNSANA VE ÇEVREYE ETKİLERİ

    Nükleer santrallerin çevresinde yaşayanlarda kanser vakalarında yüzde 400 artış, genetik mutasyonlar sonucu normal olmayan doğumlar, yaygın lösemi hastalıkları görülmüştür. İngiliz hükümeti, Sella Field nükleer santralinde çalışanlara, çocuk yapmamalarını önermiştir. Fransızlar ise reaktörlere 30 km. yakınlıkta oturanların kanser riskinin arttığını tespit etmişlerdir. İspanya’da uranyum içeren reaktörlerin çevresinde oturanlarda lösemi riskinin artmış olduğu saptanmıştır.

    Kemik iliği insan vücudunda radyasyona en duyarlı organdır. Kemik iliğinin radyasyondan zarar görmesiyle, kanama, deri döküntüleri, saç dökülmesi görülmekte, halsizlik, anemi olmak üzere birçok organ etkilenmektedir.

    Çernobil faciasından sonra Karadeniz yöresinde kadınlarda meme erkeklerde akciğer kanseri ile kan kanserinde artış saptanmıştır

    sinop fanatiği – gerzeli

  8. Kazım Bey görüşleriniz ve eklemeleriniz için çok teşekkür ederim. Umarız yurdumuzun hiçbir köşesine doğaya zarar verecek ya da verme olasılığı olan hiçbir yatırım yapılmaz.

  9. merhabalar ..

    Küçükçekmece sinoplular kültür yardımlaşam ve dayanışma derneği yönetim kurulu üyesi olarak bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum..

    yapılan organizasyon 2006 yılında olmasına rağmen bugun cevap yazıyoruz.. bizim derneğimizin amacının ne olduğu nasıl bir kurum olduğunu sormuşunuz… bunu derneğimizle irtibata geçerek sorsaidiniz bu cevap 2006 yılında size yazılırdı. Ne yazık ki rasgele bir internet araması sonucunda bulunan yazınıza belkide hiç cevap veremiyecektik..Bu sebepten dolayı Savaş Yaşar beyin ihmali olduğu düşünüyorum..

    Derneğimizin görevi ve amacını sormuşuz.. Aslında siz bunu yazınızda yazmışınız. biz nükleer santale karşıyız.. Bizim icraatlarımız siyasilere halkımızın oy potansiyelini kendi Rantımız için kullanmak değil bizzat sinopta, mersinde mitinglere katılmak meydanlarda Türkiyede Nükleer istemediğimizi Hep bir yürekten haykırmaktır..Her sene Sinop ve Mersinde Nükleere Hayır Mitinglerinde “Ön sıralarda” Yer almamız Fikirlerimizle Fiillerimizin aynı olduğu kanıtıdır..

    Küçükçekmece Sinoplular K.Y.D. derneğimiz tek amacı bu değildir.. Eğitime verdiğimiz önemle bölgemizde sayılı değil 1 numara olmuş derneğiz.. Bizzat misafirimiz olarak yerinde incelemeler yapabilirsiniz.. Dermeğimiz ve halk eğitim merkezleriyle yaptığı ortak çalışmada M.E.B. onaylı diplomalar vermektedir.. Öğrencilerimizin Nereli olduğu önemli değildir.. Eğitimde memleket ayrımı yapılmamaktadır. Daha aydınlık bir türkiye , Daha çok yaşabilir bir türkiye için mücadelemizi vermekteyiz..

    Lütfen Derneğimizin Gerçekleştirdiği veya bulunmadı orginazyonlarda bizimle irtibata geçiniz.. Sorularınız cevabını Yıllar sonra değil Anında alabilirsiniz.. Teşşekkür ediriz..

Bir Cevap Yazın